Evinde çocuk doğurmak, yemek pişirmek,
temizlik yapmak ve kocasını mutlu etmek zorunda kalan; fabrikada ise ucuz emek
olarak kullanılan kadınlara ithafen;
Günümüzde her 10 kadından 4’ü fiziksel
şiddete uğramakta, her 4 kadından 1’i yaşadığı şiddet sonucu yaralanmaktadır.
Kadınların % 15’i cinsel şiddete; her 10 kadından 1’i gebeliği sırasında
fiziksel şiddete uğramaktadır. Yaşadıkları şiddeti kimseye anlatamayanların
oranı % 48,5…
Sadece istatistiklere bakıldığında bile
durumun vahametini anlamak çok zor değil.
Kadına dönük suçları işleyenler arasındaki
sıralamada ise 271 fail ile polisler ilk sırada yer alırken, ikinci sırada 95
fail ile asker ve 43 fail ile infaz koruma memurları yer alıyor.
Peki, tüm bu sayıların düzeltilebilmesi
için, kadınların insanlığa yakışır şekilde yaşayabilmesi için neler yapılıyor?
Kadından açılan her cümlenin sonuna
“ama”lar yerleştirilerek nereye varılmak isteniyor?
Aslında konu kadın olunca sadece
fiziksel/cinsel şiddetten bahsetmek tabi ki mümkün olmuyor.
Türkiye’de sadece her 100 kadından 30’u
işgücüne katılabiliyor, 25’i gelir getirici bir işte çalışabiliyor. Devlet
Personel Başkanlığı’nın 2011 yılı verilerine göre kamu kurum ve kuruluşlarında
istihdam edilen 100 personelin 37’si kadın. Bürokrasideki 100 üst düzey
yöneticinin 13’ü kadın. Eşdeğer işlerde kadın ve erkek
arasındaki ücret farkı ise %46 civarında! Sigortasız çalıştırma, mesai
ücretinin sigorta primlerine yansıtılmaması ya da fazla mesai ücretinin
verilmemesi, yıllık izin kullandırmama da yine kadınların mağdur olduğu
konulardan sadece birkaçı.
Neden durup dururken bu istatistikleri verdim ki
şimdi ben?
Bugün 25 Kasım yani bundan tam 48 yıl önce
Dominik Cumhuriyetinde, diktatörlüğe karşı özgürlük mücadelesini yükselten
Mirabel kız kardeşlerin, diktatörlüğün askerleri tarafından, tecavüz edildikten
sonra vahşi şekilde katledildikleri günün yıl dönümü. 1981 yılında Latin
Amerika Kadın Kurultayı’nda alınan bir kararla “Kadına Yönelik Şiddete Karşı
Mücadele Günü” olarak kabul edilmiştir.
Bugün kadınlar, Türkiye’nin birçok il ve
ilçesinde haklı taleplerini haykıracak!
Temennim şudur ki; biz kadınlar haklı
mücadelemizde eril güç devleti alt etmeyi başarıp, her alanda ve her konuda
insanlığa yakışır bir hayata kavuşabilelim.
“Ama”sız cümlelerin öznesi olmak dileğiyle…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder